Sinan, bu gerekçeler nedeniyle; adeta kendi özbenliği ile bir mücadele içerisinde… Karakterin yapısı gereği olsa gerek; hayatı boyunca başkaldırıdan ve isyandan geri durmuyor ancak okulu bitirip geri döndüğü taşra, onu hem psikolojik bir girdabın içinde tutuyor, hem de; sanki bir kapalı kavanozmuşçasına; Sinan’ın tüm “başkaldırılarına” köstek oluyor.Ahlat Ağacı, Türk sinemacı ve önceki Altın Palmiye kazananı Nuri Bilge Ceylan’ın konuşkan, nükteli ve onun yerinde kasveti ve oldukça merak uyandıran tarzıyla hassas, … 21. Ahlat Ağacı, bize çok şey anlatıyor. En küçük adımların Dünya’yı değiştirecek büyüklükte çığlara neden oluşunu bilirken; adımı atanların nasıl derdest, acınası olabileceğini görüyoruz. yüzyılın en önemli Türk yönetmenleri arasında olan, “Akademi” üyesi Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi “Ahlat Ağacı”; belki de Nuri Bilge’nin, kendisinin tüm yeteneklerini perdeye aktarabildiği kritik filmlerinden biriydi. Öyle ki; ünlü yazar Abraham Maslow, bu gelişimi ve ana karakterimizin kıvranışlarını; bir piramit ile ele alıyor… Literatürde, “Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi” olarak yer edinen bu piramitte; insanoğlunun temel ve gelişiminin bir getirisi olan tüm ihtiyaçları; bir “besin zinciri piramidi” gibi anlatılıyor. Bu mevzubahis filmde; Sinan karakteri ile başrolde izlediğimiz Doğu Demirkol’un performansı, filmdeki diğer karakterler gibi takdire şayan ve henüz yeni yeni “Beyaz Perde”de boy göstermesine rağmen son derece ustalıklı… Peki, klasik bir giriş yaptığımıza göre, şimdi bu yazımızın başlığına değinelim… Filmde, başrolde izlediğimiz Sinan karakteri; üniversitede öğretmenlik okumuş, okulu henüz bitirmiş ve atanmak için sınavlara gidip geliyor. Kitabın Adı: Ahlat Ağacı. Maslow, bu piramidi; temel fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyaçları, “Dünya’nın” bir parçasına ait olma ihtiyacı, değer ihtiyacı ve kendini gerçekleştirme ihtiyacı olarak 5 parçaya bölüyor. Kültür - Sanat Sinema Toplum & Psikoloji Eylül 29, 2019 5 dakika okuma süresi Yazar: Arşiv 21. Nurı̇ Bı̇lge Ceylan’ın Cannes’da yarışan son fı̇lmı̇, yönetmenı̇n ı̇lk fı̇lmlerı̇nden ı̇tı̇baren taşrada ne aradığını, taşrayı neden çıkışsız bı̇r mekân olarak resmettı̇ğı̇nı̇ bı̇raz daha görünür kılıyor. Bu yazımızda, piramitte incelememiz gereken kısımlar; aile ve ait olabilmenin olduğu üçüncü basamak ve kendini gerçekleştirme ihtiyacının bulunduğu -filmimiz içinde büyük önem arz eden- en tepedeki, son basamak… Piramidin üçüncü basamağının, filmle olan ilgisini incelemeye başlayalım… Baba ve oğul ilişkilerinin veyahut daha genele vurduğumuzda aile kavramının, aynı bir yurdun coğrafyasının da sebep olabileceği gibi; kendini gerçekleştirme maratonunda ne denli önemli yer kapladığını, Dünya’yı değiştirmeye çalışırken; farkında olmadan Dünya’ya ödün verilmesini anlatıyor.
Tarçınla karıştırıp kaşık kaşık yiyin! Kan şekerini dakikasında
Bu Dünya’nın bir parçası olmaya çalışırken; bir noktadan sonra nasıl anlamsızlaşacağımızı ve “silinip gideceğimizi” anlatıyor… Yönetmen, son üç filmi olan Bir Zamanlar Anadolu’da, Kış Uykusu ve en son Ahlat Ağacı’nda kamerasını alıp taşraya indi. Meyvesi; ahlat armudu; sert, mayhoş ve aynı zamanda tatlı, sindirimi zor bir armut ..... Gerçekleriniz bizim için retro
Uyumadan önce bir kaşık tarçınlı bal yerseniz Soru.
...... ...... Mudanya butik otel fiyatları